“PAZARLAMACILAR ve SATICILAR” giremez !
Eski dünyada pazarlamacı yanar döner adamdır, ağzı laf yapar, adamı suya götürür susuz bırakır dönüş yolunda da size bir şişe su satar. Peki ya şimdi? Yeni dünyada bunu yapan adamı blog’unuzda deşifre eder, tüm tanıdıklarınıza elektronik posta atar, ne kadar kuruluş varsa suç duyurusunda bulunur, size su satan adamın burnundan getirebilirsiniz. Hepsi hepsi bilgisayar başında 1 saatinizi alır. Bunu da zevkle yaparsınız. Suya götüren adamın suyunu çıkarmak artık sizin elinizde yani. Müşterinin gücü piramidin zirvesinde, her şeyin üstündedir.

Kurumsal iletişiminiz, marka yönetimindeki başarınız, halkla ilişkiler faaliyetleriniz, ürünün kendisinin tasarımsal olarak etkisi ve tabii ki satış sonrası hizmet kaliteniz artık rakamlarla konuşulan dünyamızda mantıklı verilerle hatta bilişim sektörü sayesinde anlık olarak takip edilebiliyor. Pazarlamanın en büyük dileması “ölçülemezlik” de artık geride kaldı.
Pazarlama eğer bir bilimse ve derinlerde dayandığı bir felsefe varsa benimkini şöyle özetleyebiliriz:

Her insan 3 insandır aslında;

Başkalarının gördüğü siz
Sizin gördüğünüz haliniz
Kendiniz
Kendinize dürüst olmayı becerebilirseniz eğer, her şeyi PAZARLAYABİLİRSİNİZ.